Kategori arşivi: PrizmaBetim

Moldova Cumhurbaşkanı Adayı Andrei Năstase: “Ülkemizin mali şeffaflığa ihtiyacı var”

Moldova Cumhurbaşkanı Adayı Andrei Năstase, 20 Ekim’deki seçimlere sayılı günler kala sürdürülebilir büyümeye odaklanan reform paketlerini açıkladı. Halk için özel bir bütçe sunmanın yanı sıra ekonomik canlanma, siyasi reform ve Avrupa entegrasyonuna doğru giden yolda daha güçlü bir rota çizmeyi taahhüt etti. Andrei Năstase, Türkiye ile ticari ve diplomatik ilişkilere yönelik yaklaşımını da yineledi.

20 Ekim’deki Moldova Cumhurbaşkanlığı Seçimi ve Avrupa Birliği (AB) üyeliği referandumuna sayılı günler kala, gözler cumhurbaşkanı adaylarına çevrildi. Kendini ülkenin köklü yoksulluk, ekonomik istikrarsızlık ve hükümet yetersizliği sorunlarını ele alabilecek bir lider olarak konumlandıran Moldova Cumhurbaşkanı Adayı Andrei Năstase, seçimi kazandığı takdirde hayata geçireceği vizyoner reform hareketlerini açıkladı. Seçimlerde bağımsız bir aday olarak yarışan Năstase, bu kapsamda halk için özel bir bütçe sunmanın yanı sıra ekonomik canlanma, siyasi reform ve Avrupa entegrasyonuna doğru giden yolda daha güçlü bir rota çizmeyi taahhüt ediyor.

Moldova halkının cevapları, hesap verebilirliği ve gerçek ilerlemeyi hak ettiğini belirten Andrei Năstase, yaptığı açıklamada şu sözleri kaydetti: “Ülkemiz bu pervasız harcamalar ve gizli anlaşmalarla yoluna devam edemez. Bu seçimin tüm Moldovalılar için şeffaflığı, onuru ve refahı geri getirmesi gerektiğini düşünüyorum. Ticaret, yatırım ve altyapıdaki ekonomik bağları güçlendirmesi gerektiğine inanıyorum. Bu noktada, daha önce açıkladığım gibi, Türkiye’nin ekonomisi, Moldova’nın modernizasyonu için değerli dersler ve içgörüler sunuyor. Karşılıklı yarar için kültürel ve diplomatik bağlarımızı geliştirmenin, stratejik ortaklığımızı daha da kuvvetlendireceğini öngörüyorum.”

“Yabancı fonların kullanımı araştırılmalı”

Yabancı fonların kullanımının araştırılması gerektiğine dikkat çeken Moldova Cumhurbaşkanı Adayı Andrei Năstase, yakın zamanda Maia Sandu liderliğindeki mevcut PAS hükümetinin Moldova’nın kalkınması için ayrılan Avrupa fonlarını nasıl kullandığına dair kapsamlı bir soruşturma çağrısında bulunarak Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ve Avrupa Başsavcısı Laura Codruța Kövesi’ye resmi bir mektup gönderdiğini belirtti. Konuya dair, “Bu fonların nasıl harcandığı konusunda ciddi sorular var. Moldova halkı, haklı olarak soruyor: Hayatlarını iyileştirmesi gereken milyarlarca dolar nerede? Neden hala yoksulluk ve durgunluk görüyoruz?” dedi.

“Mali şeffaflığa ihtiyacımız var”

Mevcut hükümetin yabancılardan gelen mali yardımın nasıl yönettiğine dair şeffaflığı konusunda endişe duyduğunun altını çizen Andrei Năstase, “Bu fonların hesap verebilirlik olmadan kullanıldığı açık. Moldova gelecek nesillere yük olacak borç biriktiriyor ve sıradan insanlar yaşam kalitelerinde hiçbir iyileşme görmüyor. Kamu borcumuz 113 milyar Leyi ile tarihi bir zirvede ve bu yılın sonuna kadar 125 milyar Leyi’ye ulaşması bekleniyor. Moldovalılar bu paraların nereye gittiğini bilmeyi hak ediyor” ifadelerini kullandı.

“Yerli üretime odaklanmalıyız”

Moldova’yı cesur bir reformla ekonomik darboğazdan kurtarabileceğini söyleyen Moldova Cumhurbaşkanı Adayı Andrei Năstase, “Ülkenin mali açığını, daha yatırım dostu bir iklim yaratarak, büyük uluslararası şirketleri ülkeye davet ederek ve yerli üretimi artırmaya odaklanarak azaltmayı öneriyorum. Moldova Avrupa yatırımlarını çekmeli. Şu anda yaptığımız gibi, tüketim için borçlanmamalı. Her Moldovalı için büyüme, iş ve fırsat yaratan bir ekonomi inşa etmeye odaklanmalıyız” diyerek yoksullukla mücadele kapsamında değerlendirmelerine şunları ekledi:

“Yoksullukla mücadelede ulusal bir program kapsamındaki aileler ve çocuklar için hedefli mali destek de dahil olmak üzere, birkaç somut sosyal politikamı özetlemek isterim. Politikalarım, 3 yaşına kadar olan çocuklar için aylık 3 bin Leyi, 18 yaşına kadar olan çocuklar için bin Leyi tahsis edilmesini ve hiçbir emekli maaşının 5 bin 700 Leyi’nin altına düşmemesini sağlamayı içeriyor. Bütçemiz siyasetçilere değil, halka hizmet etmeli. Moldova’nın kaynaklarını vatandaşları için kullanmanın zamanı geldi.”

“Bütçe açığının kapatılması için milletvekili sayısı azaltılmalı”

Seçim kampanyasında hükümet içindeki verimsizlikleri azaltmayı amaçlayan siyasi reformlara odaklandığını da vurgulayan Moldova Cumhurbaşkanı Adayı Andrei Năstase, “Fazlalık sayılan giderleri kesmemiz ve hükümeti halk için çalışacak şekilde düzenlememiz gerekiyor. Bu çabanın bir parçası olarak, bütçe açığını azaltmak için parlamentodaki milletvekillerinin sayısının 101’den 61’e düşürülmesi, kamu ve hükümet kurumlarının küçültülmesini savunuyorum. Hükümeti daha yalın, şeffaf ve Moldova vatandaşlarının ihtiyaçlarına daha duyarlı hale getirmeyi amaçlıyorum” şeklinde konuştu.

“Moldova’nın refahı için sürdürülebilir büyümeye odaklanıyorum”

“Reform konusundaki kararlılığımda hiçbir zaman tereddüt etmedim. Moldova’nın, onları her şeyden önce tutan bir hükümete ihtiyacı var ve bunu başarana kadar durmayacağım” diyen Moldova Cumhurbaşkanı Adayı Andrei Năstase, AB entegrasyonu hakkında da şu sözleri kaydetti:

“Ülkemizin hem ekonomik hem de kurumsal olarak, böyle bir adım için hazır olması gerektiğine inanıyorum. Başarının anahtarını, Avrupa’dan tüketim için kredi değil, üretim için yatırım almak olarak görüyorum. Avrupa’da güvenle ayakta durabilen güçlü ve dayanıklı bir Moldova inşa etmemiz gerekiyor. Bunun için gelecek nesillere fayda sağlayan sürdürülebilir büyümeye odaklanıyorum. Halkımız uzun süredir çok fazla yanılsamayla beslendi. Aklı ve ilerlemeyi seçmenin zamanı geldi. Moldova’nın potansiyeline inanıyorum ve birlikte refah, onur ve umut dolu bir gelecek inşa edebiliriz.”

Triponix Travel, Dubai vize başvurularında dikkat edilmesi gerekenleri anlattı

2024’te 10 milyonu aşkın turisti ağırlayan Dubai, lüks etkinlikleri, sanat, alışveriş ve çeşitli aktiviteleriyle öne çıkıyor. Online vize başvuru sürecinin kolaylaştırılması, özellikle Türkiye’den seyahat edenler için Dubai’yi daha da çekici hale getirirken, Dubai merkezli turizm şirketi Triponix Travel, vize başvurusu sırasında dolandırıcılıklara dikkat edilmesi gerektiği konusunda uyarıyor.

Sanat, festivaller, lüks, alışveriş ve çocuklar için aktiviteler gibi birçok orijinal etkinliğin adresi olan Dubai, tatilcilerin gözde şehirleri arasında yer alıyor. Son dönemde Türkiye’den farklı Avrupa ülkelerine ilişkin yaşanan vize krizinin ardından, Dubai’de bu işlemlerin online ve kolaylaştırılmış sistemler üzerinden gerçekleştirilmesi, seyahatseverler için bölgeyi cazip hale getiriyor. Yakın zamanda Türk turistlere de vize ve tur hizmeti vermeye başlayan Dubai merkezli Triponix Travel’in Genel Müdürü Salih Oral, vize başvuru işlemlerinde dikkat edilmesi gerekenleri anlatırken, dolandırıcılıklara karşı da uyarılarda bulundu.

Yakın zamanda “Yılın Turizm Şirketi” ödülünü alan Triponix Travel’in Genel Müdürü Salih Oral, “Dubai, ultra lüks etkinlikleriyle tatil destinasyonlarının merkezi olmaya aday. Helikopter turundan su aktivitelerine, yat turlarından çöl safarilerine ve festivallere kadar tatilini dolu dolu geçirmek isteyenler için biçilmiş kaftan. Online vize başvurusuyla hızlı ve kolay vize işlemleri imkanı da sunuluyor. Dünyanın birçok ülkesine hizmet veren Sally Tour’un Dubai şirketi olarak, son bir yıldır ağırlıklı olarak Dubai’ye seyahat etmek isteyen Türk vatandaşları için fırsatlar sunuyoruz” dedi.

Dubai’de yapılacak birçok aktivite ve dünyanın en iyi yemeklerinden bazıları göz önüne alındığında, milyonlarca insanın her yıl tatil için buraya akın etmesinin normal olduğunu belirten Triponix Travel Genel Müdürü Salih Oral, “Dubai Ekonomi ve Turizm Bakanlığı (DET), 2024’ün ilk 8 ayında ülkeye gelen turist sayısının 10 milyonu geçtiğini duyurdu. Turist oranında 2023’ün aynı dönemine kıyasla %7 artış yaşayan Dubai’de vize başvurusu, aktiviteler ve günlük ya da paket tur hizmetleri konusunda oldukça iddialıyız. Türk vatandaşlarının en kolay vize aldığı ülke diyebiliriz. Dubai online vize başvuru portalına yalnızca BAE Göçmenlik Ofisi’nin yetkilendirdiği acenteler girebiliyor ve başvuru talebi gönderebiliyor. E-vize başvurusu yapıldığı için bazen yanlış anlaşılmalara sebep olabiliyor. Dubai’de kapıda vize uygulaması bulunmuyor. Başvuruların seyahat tarihinden en geç bir hafta önce yapılması gerekiyor” şeklinde konuştu.

“Vizenin gerçekliği ve geçerliliği bakanlık sitesinden kontrol edilmeli”

Vize başvuru işlemlerinin online gerçekleşmesinin dolandırıcıların harekete geçmesine neden olduğunu vurgulayan Salih Oral, “Vize başvurusu yaparken çok dikkatli olmakta fayda var. Sahte vize işlemleriyle insanları mağdur ediyorlar, başvuru ödemelerini alarak herhangi bir işlem yapmadan ‘ret verildi’ şeklinde geri dönüş yapıyorlar. Vize onayı PDF olarak gönderiliyor, pasaport üzerinde herhangi bir işlem yapılmıyor. Bu da sahte vize işlemlerine maruz kalınmasına neden olabiliyor. Vize geçerliliği bakanlık sitesinden kontrol edilebilir. Havale/EFT yaparken mutlaka şirket hesabına ödeme yapılmalı ve açıklamaya vize ücreti yazılmalıdır. Bu şekilde olası dolandırılma durumlarına itiraz etme ve para iadesi talep etme hakkı doğar. Ayrıca başvuru öncesinde ilgili acentenin arama motorları üzerinden yorumları ve şikayetleri de incelenebilir” ifadelerini kullandı.

“Özel turlarımızla unutulmaz deneyimler sunuyoruz”

Triponix Travel Genel Müdürü Salih Oral sözlerini şöyle tamamladı: “Dubai, tüm dünya için şu anda popüler destinasyon konumunda. Vize kolaylığı ve hizmet kalitesi nedeniyle Türk vatandaşlarının da en çok tercih ettiği ülkelerin başında Birleşik Arap Emirlikleri ve Dubai geliyor. Dubai ve Avrupa’nın birçok ülkesinde şehir turları hizmeti veren güçlü bir şirketler grubunun parçası olarak Dubai’den biz de keyif alıyoruz. Dubai’de düzenlediğimiz özel turlar ve sunduğumuz çeşitli aktivitelerle misafirlerimize unutulmaz deneyimler yaşatmayı hedefliyoruz. Misafir memnuniyetini ön planda tutarak, seyahat süreçlerinin sorunsuz şekilde tamamlanmasını sağlıyoruz.”

WhiteBIT Türkiye Yönetim Kuruluna Emre Yetişkin atandı

Türkiye kripto ekosistemini ilgilendiren yeni atama haberi, Avrupa merkezli borsadan geldi. 2022’den bu yana Türkiye’deki kullanıcılara hizmet veren ve Türkiye pazarına özel uygulamalarını Mart 2024’te yayına alan Avrupa’nın lider borsası, Türkiye operasyonlarına liderlik edecek ismi belirledi.

Kripto regülasyonunun netleşmesiyle Türkiye pazarında faaliyet gösteren küresel kripto para borsaları da ülkemizdeki yapılanmalarını tamamlamaya başladı. Bu kapsamda son haber, 2022’den bu yana Türkiye’deki kripto para yatırımcılarına hizmet veren Ukrayna merkezli, Avrupa’nın lider kripto para borsası WhiteBIT’ten geldi. WhiteBIT, Türkiye operasyonlarının liderliği için Emre Yetişkin’i Yönetim Kurulu Başkanı olarak atadığını duyurdu.

Fintek ve blokzinciri teknolojilerinde derin bilgi birikimi

Yapılan açıklamada, finansal teknolojiler ve blokzinciri teknolojisi alanlarında derin bir bilgi birimi ve deneyime sahip Emre Yetişkin’in, WhiteBIT Türkiye’nin büyümesine ve gelişimine öncülük edeceği belirtildi.

WhiteBIT Türkiye’deki görevi öncesinde stratejik iş geliştirme, güvenlik standartları, regülasyon uyumu ve bankacılık entegrasyonları gibi kritik alanlarda başarılı projelere imza atan, Türkiye’deki yapılanmasına 2022 itibarıyla başlayan WhiteBIT’in Türkiye’deki bankalarla entegrasyon süreçlerini yöneten ve Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) lisanslama süreçlerine liderlik eden Emre Yetişkin’in, WhiteBIT’in Türkiye’deki operasyonlarını daha da ileriye taşımak için stratejik liderlik rolü üstleneceği vurgulandı.

Sermaye Piyasası Kurulu’na ilk başvuran hizmet sağlayıcılardan

Atamaya ilişkin değerlendirmelerini paylaşan WhiteBIT TR Yönetim Kurulu Başkanı Emre Yetişkin, “İki yıldır Türkiye kripto para ekosistemiyle doğrudan temas halinde olan, kullanıcı tabanını kazanan, Trabzonspor’la resmi kripto partnerliği kurmak gibi önemli stratejik anlaşmalara imza atan WhiteBIT Türkiye, Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) tarafından toplanan ön başvuruya katılan ilk borsalardan biri oldu. Titiz ve şeffaf bir başvuru sürecinin ardından, SPK’nın lisanslı kripto varlık hizmet sağlayıcısı olmaya aday, faal borsaları listelediği Faaliyette Bulunanlar Listesi’nde yerini alan WhiteBIT Türkiye’nin, yerel finansal ekosistemle uyumunu sağlamak ve kullanıcılarına en güvenilir hizmetleri sunmak amacıyla yürüteceği çalışmalara liderlik edeceğim için heyecanlıyım” dedi.

Emre Yetişkin’in fintek, blokzinciri alanlarındaki deneyiminin yanı sıra iş geliştirme, regülasyon uyumu ve bankacılık entegrasyonları gibi konulardaki geçmiş deneyimlerinin, onu WhiteBIT Türkiye’nin büyümesi için kritik bir takım arkadaşı haline getirdiğini belirten WhiteBIT CEO’su Volodymyr Nosov, “Türkiye, yaygın kripto adaptasyonuyla WhiteBIT için her zaman stratejik bir pazar oldu. Emre Yetişkin’in üstleneceği görevle, stratejik bir pazardaki büyümeyi stratejik bir ekip arkadaşımıza emanet ediyoruz. Emre’nin liderliğinde WhiteBIT Türkiye’den gelecek yeni başarı haberlerini sabırsızlıkla bekliyoruz” ifadelerini kullandı.

En çok indirilen 5 uygulama arasında

WhiteBIT tarafından yapılan açıklamada Emre Yetişkin’in regülatif uyuma verdiği önem ve dijital varlık yönetimindeki uzmanlığının, şirketi Türkiye’deki kripto varlık ekosistemine en önemli katkıları sunan paydaşlardan birine dönüştüreceği belirtildi.

5 milyondan fazla kullanıcıya hizmet veren WhiteBIT’in Türkiye’deki yatırımcılara özel olarak geliştirdiği ve Mart 2024’te kullanıma açtığı WhiteBIT TR mobil uygulamalarının, hem regülasyon uyumu açısından stratejik bir adım hem de Türkiye’ye verilen önemin bir göstergesi olduğunun belirtildiği açıklamada, uygulamanın dört ay gibi kısa bir sürede App Store’da indirilen 5 büyük Türkçe kripto para borsası uygulaması arasına girdiği de hatırlatıldı.

Sui tabanlı merkeziyetsiz borsası DeepBook’un ticaret hacmi 21 milyar doları aştı

Mainnet’i Mayıs 2023’te devreye giren Katman-1 blokzinciri Sui üzerine kurulan merkeziyetsiz borsa DeepBook, 11 Ekim’de 21 milyar dolar ticaret hacmini aştı.

Merkeziyetsiz kripto para borsaları, merkeziyetsiz finans (DeFi) büyümesinin de lokomotifi oldu. Bu savı kanıtlayan son haber, Siu’dan geldi. Katman-1 blokzinciri projesi Sui, geçtiğimiz aylarda kripto para piyasalarında önemli bir büyüme kaydetti. Blokzincirinin yerel token’ı SUI, 2024’ün üçüncü çeyreği boyunca hızla artarak CoinMarketCap’in piyasa değerine göre ilk 20 kripto parayı sıraladığı listeye dahil olurken, Sui blokzincirinin genişlemesi merkeziyetsiz finans, oyun ve meme coin dünyasında da sürdü.

Toplam kilitli değer 1 milyar doları aştı

Mayıs 2023’te mainnet’ini devreye alan ve dört ayda %1.000 toplam kilitli değer (TVL) büyümesi elde eden Sui blokzincirindeki TVL rakamı, DefiLlama verilerine göre 1 Ekim itibarıyla 1 milyar doları aştı. Bu başarı, Meta’nın blokzinciri girişimlerine liderlik eden ekip tarafından geliştirilen Move programlama diliyle yazılan ve üst düzey verimlilik vaat eden Sui blokzincirini, TVL bakımından en büyük 8 blokzinciri projesinden biri haline getirdi. Hızlı büyüyen blokzincirleri arasındaki yerini sağlamlaştıran Sui’nin kilitli değerindeki bu keskin artış, Sui ekosisteminin hızlı gelişimini ve Sui’nin büyüme potansiyelini bir kez daha doğruladı.

DEX hacmi 21 milyar dolara çıktı

Sui, toplam kilitli değer başarısını bir de ticaret hacmi başarısıyla taçlandırdı. 11 Ekim 2024 itibarıyla Sui blokzinciri ağı üzerine kurulan merkeziyetsiz borsaların (DEX) ticaret hacimlerinin 21 milyar dolara ulaştığı belirtildi. Diğer blokzincirleri yeni kullanıcılara ulaşmada zorluk yaşarken aşılan bu kilometre taşı, Sui blokzincirinin ağa dahil olan toplam kullanıcı sayısındaki artışı yansıttı ve Sui’nin pazar payını istikrarlı bir şekilde genişlettiğinin kanıtı oldu. Bu büyüme, Sui’nin DeFi’deki kritik konumunu vurgularken, artan kullanıcı tabanı ve ticaret faaliyeti de ekosistemin istikrarlı ve emin adımlarla gelişiminin kaynağına dönüştü.

Büyümede DeepBook etkisi

Sui blokzinciri üzerine inşa edilen merkeziyetsiz borsalarda gerçekleştirilen işlemlerin 21 milyar doları aşmasındaki en büyük etkenlerden biri de, Sui’nin DeFi protokolleri içinde öne çıkan DEX’i DeepBook oldu. Derin likidite ve hızlı işlem olanaklarıyla Cetus, Aftermath, Kriya, FlowX ve Hop Aggregator gibi büyük DeFi protokollerinin likidite kaynağı olarak tercih ettiği DeepBook, açık kaynaklı akıllı sözleşmeler aracılığıyla kolayca entegre edilebilen açık kaynaklı bir merkezi limit emir defteri (CLOB) olarak, hem piyasa hem de limit emirlerini destekleyen ve çeşitli ticaret seçenekleri sunan yapısıyla kullanıcılara sorunsuz bir ticaret deneyimi sunmaya devam ediyor.

DeepBook’ta işlemler 500 milisaniyeden daha kısa sürüyor

Sui’nin ölçeklenebilirlik ve hız gibi öne çıkan özellikleri sayesinde tüm işlemleri düşük gas ücretleriyle 500 milisaniyenin altında tamamlayabilen DeepBook, yapısal özellikleriyle performans avantajlarıyla da öne çıkıyor. Kullanıcıların en iyi işlem koşullarını elde etmesine yardımcı olarak birden fazla DeFi protokolü arasında likidite paylaşımını da mümkün kılan, limit emir özelliğiyle kullanıcılara varlıkları tercih ettikleri fiyatlarla alıp satma olanağı sunan DeepBook, Sui ağı üzerine inşa edilmiş DeFi protokollerinin erken aşamalardan itibaren istikrarlı likidite sağlamasına destek oluyor. Kullanıcı deneyimini iyileştirmeyi ve performansı artırmayı hedefleyen yeni özelliklerle sunmaya hazırlanan DeepBook’un da dahil olduğu Sui ekosistemi; oyun, DeFi ve memecoin dikeylerindeki performansıyla hızlı genişlemesini sürdürmeyi planlıyor.

Yanlış bilgiyle mücadele eden doğrulama platformu, 2024’ü “derinleşme” yılı ilan etti

Dijitalleşme, bilgiye erişimi demokratikleştirdiği kadar yanlış bilgilerin de hızla yayılmasına yol açarken küresel nüfusun yüzde 68’i yanlış bilgi sorunundan endişe duyduğunu bildiriyor. Yanlış bilgiyle mücadelesinde sekiz yıllık karnesini açıklayan doğrulama platformu Teyit ise eleştirel düşünce ve hakikat için hayata geçirdiği projelerini paylaştı.

Bilgiye ulaşmanın kolaylaştığı ve tek tıkla dünyanın diğer ucuna ulaşabildiğimiz dijital çağda bilgi kirliliği hiç olmadığı kadar görünür hale geldi. Özellikle sosyal medya platformları, bilgiye erişimi demokratikleştirdiği kadar, yanlış bilgilerin de hızla yayılmasına yol açıyor. Tam da bu nedenle küresel nüfusun yüzde 68’i yanlış bilgi probleminden endişe duyduğunu bildiriyor. İnternetteki yanlış bilgi sorununa karşı sekiz yıl önce harekete geçen doğrulama platformu Teyit ise yıldönümünü kutlarken, eleştirel dijital okuryazarlığı artırmak için hayata geçirdiği çalışmalarını paylaştı.

“Yanlış bilgi havuzuna karşı çok katmanlı bir mücadele benimsedik”

Bilgi düzensizliği ve yanlış bilgi sorununa karşı sekiz yıldır çok katmanlı bir mücadele sergilediklerini açıklayan Teyit Direktörü Emre İlkan Saklıca, “Sosyal medyanın da etkisiyle birlikte sağlık, siyaset, ekonomi gibi birçok alanda yanlış bilgilerin yaygınlaşması hızlandı. Bu bilgiler, insanların çeşitli konulara dair kararlarını olumsuz yönde etkilerken, toplumun da gerçeklik algısını önemli derecede bozuyor. Teyit olarak biz de sekizinci yılımızı kutlarken, 2024’te bilgi düzensizliğiyle mücadelede derinleşmeye odaklandık. Deneyimleriyle güçlenen ekibimiz; birey, topluluk ve sistem düzeyindeki müdahaleleriyle eleştirel düşünmeyi ortak bir değer haline getirmeye çalışıyor. Önümüzdeki dönemde de toplumun her kesimini kapsayan, bilgi düzensizliği sorununun çözümüne katkıda bulunan ve en önemlisi takipçilerimizin şüphe kasını güçlendirmeyi hedefleyen çalışmalarımıza devam edeceğiz” dedi.

“Sekiz yılda 25 projeye imza attık, eğitimlerimizle 10 bini aşkın kişiye ulaştık”

Bu yıl derinleşen çabalarının başarısını Global Fact’ten aldıkları En Yüksek Etki Ödülü ile taçlandırdıklarını belirten Emre İlkan Saklıca, sekiz yıllık çalışmalarını şu sözlerle özetledi:

“Geçtiğimiz sekiz yılda 5 binden fazla Türkçe analiz yayınladık. 25 projeye imza attık. Düzenlediğimiz 200’den fazla eğitim ve atölyelerle 10 binden fazla kişiye ulaştık. Bilgi düzensizliği sorunlarına eleştirel yaklaşımlarda bulunan teyitpedia yazılarımız ile devletlere, platformlara, haber merkezlerine, eğitim kurumlarına yani içinde bulunduğumuz sistemin tüm paydaşlarına sayısız çözüm önerisi sunduk.”

“Kurumlara yönelik yaptığımız çalışmaları Teyit Medya çatısı altında topladık”

Haber merkezlerinin yanlış bilgiye maruz kalmaması için onları güçlendiren modüller ve eğitimleri daha rafine hale getirdiklerini aktaran Teyit Direktörü Emre İlkan Saklıca, “Şirketlerin dezenformasyondan görebilecekleri zararları en aza indirecek planlar yaptık, şirket çalışanlarını yanlış bilgiye karşı güçlendirmek için çeşitli iş modelleri geliştirdik. Kurumlara yönelik yaptığımız çalışmaların tamamını Teyit Medya (teyit.media) çatısı altında toplayarak paydaşlarla buluşturduk” diyerek değerlendirmelerine şunları ekledi:

“İnovasyon kültürümüz ile ortaya koyduğumuz bu tabloya her geçen yıl yenilikler eklemeye devam ettik. Bu yıl, #teyitpedia kategorimizde bilgi düzensizliğinin nedenlerini çözümlemek ve dünyadaki gelişmeleri anlayabilmek için çıkan yazılarımızın sayısını ve niteliğini artırdık. Gelecek dönemde de güçlenen editoryal kadromuzla eğitim programları ve sistem düzeyinde yapılan çalışmalarla eleştirel dijital okuryazarlığı yaygınlaştırmayı hedefliyoruz.”

“Uzmanlığımızı ve deneyimimizi birey ve gruplara ulaştırmaya devam edeceğiz”

Emre İlkan Saklıca, “Teyit.org olarak, kurulduğumuz günden bu yana, yanlış bilgiyle mücadelede kendimizi hep yeniledik. Değişimin parçası olurken, gelişimi hep önceliğimiz haline getirdik. Eleştirel dijital okuryazarlık becerilerine odaklanan faaliyetlerdeki uzmanlığımızı ve deneyimimizi yaratıcı eğitim içerikleri aracılığıyla internet kullanıcılarına, çeşitli projeler ve eğitimler aracılığıyla ise bireylere ve gruplara ulaştırmayı sürdüreceğiz” dedi.

Oslo’da tramvay raydan çıktı: Zemin kattaki mağazaya girdi

Norveç polisi tarafından yapılan açıklamaya göre Oslo’da tramvay zemin katta bulunan mağazaya çarptı.

Oslo’da içerisinde 20 yolcunun bulunduğu tramvay bir binanın zemin katında bulunan mağazaya girdi. Kazada Norveç polisi sürücü ve 3 kişinin yaralandığını ifade etti. Raydan çıkan tramvayın çarptığı mağazada ağır hasar yaşanırken binanın yıkılma tehlikesi nedeniyle tahliye edildiği açıklandı. Olay hakkında yetkililer soruşturma başlattı.

Rusya Savunma Bakanlığı: Belousov, Putin’e nükleer saldırı tatbikatı hakkında bilgi verdi

Rusya Savunma Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, Savunma Bakanı Andrey Belousov’un Devlet Başkanı Vladimir Putin’e, Stratejik Nükleer Caydırıcılık Kuvvetleri’nin tatbikatı sırasında düşmanın nükleer saldırısına yanıt olarak büyük bir nükleer saldırının tatbik edildiğini bildirdiği belirtildi.

Açıklamada, Belousov’un “Rus Silahlı Kuvvetlerinin eğitim planına uygun olarak, liderliğiniz altında yürütülen silahlı kuvvetlerin yönetimine ilişkin eğitimler kapsamında düşmanın nükleer saldırısına karşılık olarak stratejik saldırı güçleri tarafından büyük bir nükleer saldırı başlatma görevleri uygulandı” şeklindeki ifadelerine yer verildi.

Tatbikatın hedeflerinin tam olarak yerine getirildiği ve tüm füzelerin belirtilen özellikleri doğrulayarak hedeflerine ulaştığına vurgu yapılan açıklamada, “Askeri komuta ve kontrol organlarının hazırlık düzeyi, üst düzey ve operasyonel personelin alt birliklerin yönetimini organize etme becerileri kontrol edildi” ifadeleri kullanıldı.

Tatbikat kapsamında Barents ve Ohotsk denizlerindeki nükleer denizaltılardan Sineva ve Bulava balistik füzeleri fırlatılırken, Plesetsk’ten Kamçatka’daki Kura test sahasına Yars kıtalararası balistik füzesi ateşlendi. Tatbikata ayrıca seyir füzeleri fırlatan Tu-95MS uzun menzilli uçaklar da katıldı.

Bugün Vladimir Putin, Stratejik Nükleer Caydırıcılık Kuvvetleri’nin kara, deniz ve hava bileşenlerinin katıldığı tatbikatı başlattı. Tatbikatlar sırasında balistik ve seyir füzelerinin uygulamalı atışları gerçekleştirildi.

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov bunların düzenli olarak gerçekleştirilen planlı tatbikatlarolduğunu belirtti.

Çin medyası: Putin, muzaffer bir şekilde yeni finansal sistem ve adil dünya düzen yanlılarını etrafında topladı

Çin’de yayın yapan South China Morning Post’un haberinde, ABD yetkililerinin beklentilerinin aksine, Rusya’ya karşı uygulanan yüzlerce yaptırımın Küba ve Venezüella’da olduğu gibi Rusya ekonomisini çökertmeyi başaramadığı ve buna ek olarak Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin‘in muzaffer bir şekilde yeni bir finansal sistemi ve adil bir dünya düzeni taraftarlarını kendisi etrafında topladığı dile getirildi.

Haberde, “Ülke ekonomisinin hızla yeniden yapılanması ve yükselişi gerçekten şaşırtıcı bir olgu. Onlar, kendilerini Rusya’nın ayağı yere sağlam basmayan bir dev olduğuna ikna etmiştiler ancak her şey tam tersi oldu” cümlesi yer aldı.

ABD yaptırımlarına karşı koyan Rusya’nın dayanıklılığını değerlendirirken Washington’un yapılan hatayı hala kabul etmeyi reddettiğini de belirten yazar, Moskova’ya karşı alınan bu önlemlerin sadece diğer ülkeleri alarma geçirdiğini Washington ile Brüksel’in ‘hoşnutsuzluğunun‘ nasıl sonuçlanabileceğine dair bir ‘uyarı‘ olduğunu dile getirdi.

Yazar kaleme aldığı yazıda ayrıca Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin‘in Hindistan’dan Arap ülkelerine, Afrika’dan Orta Asya’ya kadar sayısız ülkeyle yeni bir dünya düzeni fikrini paylaşarak pek çok gizli müttefik kazanmış olduğunu da ifade etti.

‘Batı’nın övülen birliği gözlerimizin önünde parçalanıyor’

Yazar, Batı’nın Rusya’yı bir ‘izole edilmiş bir ülke‘ haline getirmeyi nasıl başaramadığına örnek olarak ise Kazan’da 32 ülkeden delegasyonların katıldığı BRICS Zirvesi’ni göstererek “Batı’nın övülen birliği gözlerimizin önünde parçalanıyor” cümlesinin altını çizdi.

AB ve NATO arasında ‘yeni bir üst düzey görev gücü’ kurulacak

AB ve NATO, ‘otoriter‘ olduğunu iddia ettiği devletlerden kaynaklandığı öne sürülen tehditlerle mücadele etmek üzere yeni bir ortak çalışma grubunun oluşturduklarını duyurdu.

Salı günü NATO Genel Sekreteri Mark Rutte ve Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen Brüksel’de bir araya geldi.

İki örgütün liderleri arasında yapılan toplantıdan çıkan ortak bildiride, “von der Leyen ve Rutte, gelişen tehdit ve zorlukların üstesinden gelebilmek amacıyla, halihazırda mevcut olan AB-NATO işbirliğini güçlendirecek yeni bir üst düzey çalışma grubu kurulması konusunda bugün mutabık kaldılar” denildi.

Bildiride ayrıca AB ve NATO liderlerinin ‘uluslararası arenada otoriter devletlerin artan saldırganlığını‘ ele aldıkları da belirtildi.

Söz konusu bildiride, “Bu devletler siyasi, ekonomik, teknolojik ve askeri dahil olmak üzere çeşitli araçlar kullanarak ortak çıkarlarımıza, değerlerimize ve demokratik ilkelerimize meydan okumaktadır” ifadelerini kullandı.

Von der Leyen ve Rutte‘nin küresel tehditlere karşı ‘mevcut işbirliğini güçlendirecek yeni bir üst düzey görev gücü kurulması’ konusunda anlaştığı bildirilen açıklamada, bu husustaki ilk toplantının planlamasının gelecek haftalarda yapılacağı kaydedildi.

AB ve NATO, daha önce de ortak tehditlerle mücadele için çeşitli çalışma grupları oluşturmuştu. Bilhassa Kuzey Akım‘a gerçekleştirilen terör saldırılarının ardından, kritik altyapılara yönelik tehditleri ele almak amacıyla ortak bir kritik altyapı tehdit değerlendirme çalışma grubu kurulmuştu. Ancak bu grubun çalışmalarının sonuçlarına ilişkin henüz herhangi bir ayrıntı paylaşılmadı.

Bryansk bölgesine sızma girişimini değerlendiren uzmanlar: Bu bir NATO operasyonudur

Siyaset bilimci ve Rusya uzmanı Abbas Hbeish, Bryansk bölgesine sızma girişiminin NATO’nun bir istihbarat operasyonu olarak değerlendirilebileceğini ifade etti.

Hbeish, Bryansk bölgesindeki sızma girişiminin, sabotajcıların ittifak ülkelerinden olmaları nedeniyle NATO’nun bir istihbarat operasyonu olarak değerlendirilebileceğini belirterek, “Rusya, özel askeri operasyonun en başından itibaren Ukrayna ile değil Batı ile savaştığını defalarca dile getirdi” dedi.

Hbeish, şu değerlendirmede bulundu:

“Sabotajcıların amacının, NATO güçleri de dahil olmak üzere, Rusya’nın bu bölgesine sızmaya yönelik daha geniş çaplı bir girişime zemin hazırlamak olması muhtemeldir. Ve bu, zaferi giderek netleşen ve Ukrayna’da siyasi ve askeri karışıklığa yol açan Rusya Federasyonu’nun egemenliğine bariz bir tecavüzdür.

Ukrayna’da kendisine karşı kimin ve neden savaş yürüttüğünü gayet iyi bilen Rusya, Batı’nın provokasyonlarına karşı koyabilecek her türlü imkana sahip. Ukrayna’da farklı kesimlerden paralı askerlerin bulunduğu ve buradaki askeri, taktik ve stratejik kararların NATO’ya ait olduğu artık bir sır değil.

Batı Avrupa ülkelerini giderek daha fazla bu savaşa sürüklemek için mümkün olan her yolu deneyen Amerikalıların bilgisi olmadan böyle bir sızma girişimi gerçekleştirilemezdi. Ancak Devlet Başkanı Vladimir Putin’in, çatışmaya doğrudan müdahil olan herhangi birüçüncü ülkenin vahim sonuçlarla karşılaşacağı yönündeki uyarılarını da göz ardı etmemeliler.

Lübnanlı uluslararası ilişkiler uzmanı Riyadh Najm ise, NATO uzmanlarının çatışmanın en başından bu yana Ukrayna’da faaliyet yürüttüklerini ve ittifakın bu savaşı finanse ettiğini belirterek, şunları ifade etti:

“Artık hiç kimseninUkrayna’da olup bitenlerin Rusya’ya karşı bir NATO savaşı olduğundan şüphesi yok. NATO uzmanları çatışmanın en başından beri oradalar ve ittifak bu savaşı finanse ediyor, Ukrayna ordusunu eğitiyor, ona çeşitli modern silahlar sağlıyor ve onlara nasıl kullanılacağını öğretiyor.

Ukrayna’daki mevcut kriz, Batılı ülkelerin Rusya Federasyonu ile mücadele çabalarının yalnızca bir kısmı. Ancak Rusya’nın düşmanlarının askeri hedeflerine ulaşamaması, onları Moskova’ya karşı paralı askerler ve sabotajcıların kullanımı da dahil olmak üzere yeni ve farklı yöntemlere başvurmaya zorluyor.

Bu savaşın bedelini ödeyen, gelecekte borç batağına saplanacak olan Ukrayna halkıdır ve Batı ise askeri ve mali desteği karşılığında mülk ya da varlık alacaktır.”

Ne olmuştu?

Rusya Federal Güvenlik Servisi (FSB), Bryansk Bölgesi’nde bir sabotaj grubunun sınırı geçme girişiminin engellendiğini, 4 sabotajcının öldürüldüğünü, grubun geri kalanının ise füze ve topçu atışları ile vurulduğunu duyurmuştu.

Kurumun açıklamasında öldürülen sabotajcılarınyabancı silah, teçhizat ve haberleşme teçhizatınınyanı sıraüçüncü ülkelere ait olduklarını gösteren kişisel eşyalarında bulunduğunun tespit edildiği kaydedilmişti.

Açıklamada ayrıca öldürülen sabotajcılardan birinin vücudunda ABD Ordusu Özel Kuvvetleri Paraşüt Keşif Alayı’nın elit 75. Korucu Alayı’nın dövmesinin bulunduğu tespit edildiği vurgulanmıştı.