Kategori arşivi: PrizmaBetim

Katar’da 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı coşkusu

Feramuz ERDİN

Katar’da, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 101’inci yılı ve 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlandı. İlk olarak Katar’ın başkenti Doha’daki Katar Türk Okulu’nda 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlandı. Öğrenciler tarafından şiirlerin okunduğu, gösterilerin sunulduğu törende “Yüzbaşı Faruk” isimli tiyatro gösterimi canlandırıldı. Tören sonunda katılımcılara Türk lokumu ikram edildi.

BÜYÜKELÇİ TARAFINDAN RESEPSİYON VERİLDİ

Türkiye’nin Doha Büyükelçisi Dr. M. Mustafa Göksu tarafından Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla resepsiyon verildi. Büyükelçilikteki resepsiyona, Katarlı bakanlar, diğer misyon yetkilileri, Katar’da görev yapan Türk kamu görevlileri ve davetliler katıldı. Davetlilerin oluşturduğu trafik yoğunluğu 2 kilometreyi aştı.

BİNALAR KIRMIZI-BEYAZ RENKLERLE IŞIKLANDIRILDI

Katar’ın sembol binalarından Al Jaber Kuleleri, The Torch Tower (Meşale Oteli), Sheraton Otel, The View Hospital, The Iconic 2022 ve THE e18hteen Towers, Al Fardan Towers, Al Jassar Dome, Islamic Museum (Katar İslam Eserleri Müzesi) ve National Museum (Katar Ulusal Müzesi) 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla kırmızı-beyaz renklere büründü. Türk bayraklarının üzerinde ‘Türkiye’nin Milli Günü Kutlu Olsun’ ve ‘Türkiye Cumhuriyeti’nin 101. yılını kutluyoruz’ ifadeleri yer aldı.

patronlardunyasi.com

ABD’nin hava savunma füze stokları azalıyor

Yetkililer ve uzmanlar, ABD’nin hava savunma sistemine ilişkin Wall Street Journal (WSJ) gazetesine değerlendirmelerde bulundu.

7 Ekim 2023’ten bu yana ABD’nin İsrail topraklarını korumak amacıyla genellikle gemilerden fırlatılan çeşitli tipte, 100’den fazla füzesavar silah özelliğindeki Standart Füze kullandığını belirten yetkililer, Yemen’deki Husilerin saldırılarına karşı da hava savunma füzeleri kullandığına dikkati çekti.

Yetkililer, Ortadoğu’da füze ve insansız hava araçlarını vurmak için kullanılan füzesavar silahların, ABD’nin Pasifik’teki askeri hazırlığı açısından endişelere yol açtığını vurguladı.

Merkezi ABD’nin başkenti Washington’da bulunan düşünce kuruluşu Stimson Merkezinden Elias Yousif, ABD’nin hem Avrupa’da hem de Ortadoğu’da “büyük ölçekli yıpratma savaşı” için tasarlanmış bir savunma sanayisi üssü geliştirmediğini söyledi.

Yousif, “Bu savaşların her ikisi de ABD savunma planlamasının bir parçası olmayan, uzun süreli çatışmalar.” dedi.

Uzmanlar ve yetkililer, ABD’nin son yıllarda önleyici füze stokları oluşturduğunu ancak Ortadoğu’da bir ayda bu türde onlarcasını kullandığını ve üretim kapasitesinin bu hıza yetişemediğini kaydetti.

ABD donanmasına göre, 7 Ekim 2023’ten bu yana ABD gemileri, İsrail’e ve Kızıldeniz’den geçen gemilere yönelik saldırıları engellemek için 1,8 milyar dolardan fazla değerde önleyici füze fırlattı.

Bir Kongre üyesi, harcananların yerine yenisi koymanın aylar aldığını ve çok yüksek maliyetlere yol açtığını söyledi.

Yetkililer, ABD’nin İran’ın 1 Ekim’de İsrail’e düzenlediği füze saldırısında “bir düzine” Standart Füze fırlattığını ve diğer hava savunma sistemlerini kullandığını ancak Amerikan ve İsrail güçlerinin, önleyici füze stoklarından daha fazla harcamamak için değerli tesisleri vurmayacağını bildikleri İran’ın 180 füzesinden bir kısmının geçişine izin verdiğini anlattı.

Pentagon yetkilileri, planlarının Standart Füzelerin mevcut genel üretim seviyelerini korumak olduğunu ancak daha yenilerini finanse etmek için bazı eski versiyonlarında kesintiye gidileceğini belirtti.

Washington merkezli Demokrasileri Savunma Vakfında Kıdemli Direktör olarak görev yapan emekli Tuğamiral Mark Montgomery de Ortadoğu’da önleyici füzeler gibi silahların yoğun kullanımının, Pentagon’un Pasifik’teki savaşma kabiliyetini riske attığını ifade etti.

Montgomery, “Bir senenin Standart Füzelerini harcıyoruz, bunlar Çin için kendimizi yeniden silahlandırmanın bir parçası olması gereken standart füzeler. Yani yüzde 100, bir kez daha Orta Doğu’da, Pasifik’teki operasyonları yürütmek için donanmanın hazır olma durumunu geriye çektik.” değerlendirmesini yaptı.

patronlardunyasi.com

A Milli Kadın Futbol Takımı play-off’ta veda etti

A Milli Kadın Futbol Takımı, 2025 Avrupa Şampiyonası 1. play-off turunda 1-1 berabere kaldığı maçın rövanşında Ukrayna’ya 2-0 yenilerek elendi.

Moldova’nın başkenti Kişinev’deki Zimbru Stadı’nda oynanan karşılaşmada Ukrayna, 15. dakikada Eda Karataş’ın kendi kalesine attığı golle 1-0 öne geçti. Ukrayna, 35. dakikada Lyubov Shmatko’yla farkı 2’ye çıkardı ve soyunma odasına 2-0 öne gitti.

İkinci yarıda üstünlüğünü koruyan Ukrayna, maçı 2-0 kazanarak tur atladı.

patronlardunyasi.com

Yusuf Dikeç’ten tepki çeken fotoğraf için açıklama

Milli atıcımız Yusuf Dikeç bugün 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı sebebiyle Cumhurbaşkanlığı resepsiyonuna katıldı. Milli atıcı Dikeç resepsiyonda, Atatürk paylaşımlarıyla tepki çeken Furkan B. ile çekildiği fotoğrafın ardından açıklama yaptı. Dikeç, fotoğraf çekildiği şahsı tanımadığını belirtti.

YUSUF DİKEÇ O FOTOĞRAF HAKKINDA AÇIKLAMA YAPTI

Yusuf Dikeç resmi X hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda tepki çeken fotoğraftaki şahsı tanımadığını şu sözlerle belirtti:

“29 Ekim Cumhuriyet Bayramı nedeniyle katıldığım Cumhurbaşkanlığı resepsiyonunda pek çok kişi ile fotoğraf çektirdim. Tahmin ettiğiniz gibi çoğu ilk defa karşılaştığım kişiler. Bildiğiniz üzere sosyal medyayı fazla kullanmayan birisiyim. Yakın dostlarımın arayıp haber vermesi ile tanımadığım bir kişi ile çekilen bir fotoğraftan dolayı ne Atatürkçülüğümüz kalmış, ne vatanseverliğimiz… Yusuf Dikeç, 51 yaşında olmasına rağmen haftanın altı günü ülkesine madalya kazandırmak, Bayrağımızı uluslararası arenalarda dalgalandırabilmek için savaşan bir sporcudur. Aynı zamanda emekli bir Türk askeridir.”

Dikeç açıklamalarına şu sözlerle devam etti: “Müsabaka dönemlerinde sosyal medyayı ve telefonu iyi bir sonuç almak adına bir kenara bırakıyoruz. Dolayısı ile bahsi geçen şahsı tanımamaktayım. Benim Vatan sevgisi anlayışım; Vatana hizmetle ölçülür. Çünkü Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi vatanını en çok seven, görevini en iyi yapandır. Benim vatanıma ve Atatürk’e olan sevgi anlayışımı hiçbir şey değiştiremez. Saygılarımla, Yusuf DİKEÇ”

Özgür Özel, memleketi Manisa’da fener alayına katıldı

Özel, Manisa Valisi Vahdettin Özkan, Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek ve protokol üyeleriyle Hakkı İplikçi Parkı’ndan başlatılan fener alayına katıldı.

Gazetecilere açıklama yapan Özel, gün boyunca Ankara’daki törenlerde Cumhuriyet Bayramı coşkusuna şahitlik ettiğini, aynı coşkuyu memleketi Manisa’da da görmekten büyük memnuniyet duyduğunu söyledi.

Türkiye’deki herkesin bugün Cumhuriyet Bayramı coşkusuyla teröre en güçlü yanıtı verdiğini vurgulayan Özel, “2 gün önce bütün vatandaşlarımıza çağrıda bulunmuştum. ‘Terör bizi sindirmeye ve korkutmaya çalışıyor. Teröre karşı en güzel cevap, bu bayrama böyle yüksek bir katılımdır.’ demiştim. Bugün Ankara’da yüzbinler, milyon oldu ve Anıtkabir’e aktı. Memleketim Manisa’yı da böyle görmek, benim için gurur verici. Hem bu ülkenin dışardaki düşmanları hem de Atatürk’ün emanetine gerekli saygıyı göstermeyen cumhuriyet düşmanları, en iyi cevabı bugün milletten aldılar. Türkiye, çok güçlü bir devlettir, yıkılmaz, dimdik ayaktadır. Ne teröre ne korkuya teslim olmayacağız.” dedi.

Özel ve beraberindekiler, fener alayının ardından beraberindekilerle Cumhuriyet Meydanı’nda Fazıl Say ve Serenad Bağcan’ın sahneye çıkacağı konser alanına geçti.

Konser öncesi sahneye çıkarak Manisalıları selamlayan Özel, Türkiye’nin geçen hafta 5 canını terör saldırısında şehit verdiğini hatırlatarak, “Mitingler iptal edilsin, Cumhuriyet Bayramı kutlamaları iptal edilsin’ denildiğinde şunu söyledim. Hayır aksine, inadında yapacağız ve kutlayacağız. Türkiye’nin dışardaki düşmanları da görsün, Atatürk’ün emanetine sahip çıkmayan cumhuriyet düşmanları da görsün. Ne terörden ne bir başkasından, ne terör ne korkuya teslim oluyoruz. Biz Türkiye Cumhuriyeti’ni ve memleketimizi çok seviyoruz.” diye konuştu.

Konuşmasının ardından Özgür Özel ve beraberindekiler, Fazıl Say ile Serenad Bağcan’ın konserini dinledi.

patronlardunyasi.com

Audi Brüksel fabrikasını kapatacak

Belçika basınında yer alan habere göre, Alman otomobil üreticisi Volkswagen Grubu’na ait Audi markasının, Brüksel’de üretim yapan tesisinde faaliyet, 28 Şubat 2025’te kalıcı olarak sona erecek.

Yaklaşık 3 bin çalışanı bulunan fabrikada, bu yılsonundan önce herhangi bir işten çıkarma olmayacak.

Bu süreçte fabrika için olası yatırımcılar ve alıcılarla görüşmeler devam edecek.

Audi markası, temmuz ayında lüks segment elektrikli otomobil modeli Q8’in üretildiği ve yaklaşık 3 bin kişinin çalıştığı Brüksel fabrikasında talebin düşmesi nedeniyle yeniden yapılanmaya gidileceğini, söz konusu modellerin üretimine Meksika’da devam edileceğini açıklamıştı.

Audi yönetimi, Eylül başında Volkswagen Grubu tarafından Brüksel’deki fabrikaya üretim için hiçbir model tahsis edilmediğini bildirmişti.

Bu durum fabrika çalışanlarını ve sendikaları rahatsız etmişti. Çalışanlar, işbaşı yapmamış ve üretimi tamamlanmış otomobillerin anahtarlarına el koymuştu.

Audi, yakın zamanda kapanması öngörülen ve yönetimle çalışanlar arasında sorunlar yaşanan Brüksel fabrikası için yeni yatırımcı aramaya başlamıştı. Bu süreçte 20’den fazla yatırımcıyla görüşülmesine rağmen uygun bir alıcı bulunamamıştı.

Alman otomobil üreticisi Volkswagen, dün Almanya’da en az üç fabrikanın kapatılacağını ve büyük çaplı işten çıkarmalar olacağını açıklamıştı.

patronlardunyasi.com

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum’dan 29 Ekim mesajı

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’na ilişkin bir mesaj yayımladı. Yayımlanan mesajda Recep Tayyip Erdoğan övgüsü dikkatlerden kaçmadı.

Uçum 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’na ilişkin sosyal medya hesabından şu mesajı yayımladı:

“Cumhuriyet Bayramı’nız kutlu olsun. 101 yıl önce bugün Atatürk’ün kurucu lideri olduğu ve büyük bedeller ödeyerek elde ettiğimiz Cumhuriyet ile yeni bir kuruluş sürecine girdik. 101 Yıllık Cumhuriyetimiz kurulduğundan beri sürekli emperyalizmle ve her türlü iç ve dış aparatıyla mücadele içindeyiz. Bu 101 yılda acılarla örülü bir dönüşüm ve değişim yaşadık. Kuruluşumuz 21. yüzyılda Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde yeni bir aşamaya geçti.

“ATATÜRK’ÜN ÜLKE LİDERLİĞİ ERDOĞAN’LA İHYA OLDU”

Atatürk’ün pratiği ve vizyonu olan ülke liderliği, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ihya oldu ve anayasal bir kuruma, devlet başkanlığına dönüştü. İnanıyoruz ki kurucu liderimiz Atatürk’ün başlattığı, 29 Ekim 1923’te Cumhuriyetin ilanıyla en büyük aşamalarından birinin gerçekleştiği, demokrasiyle, hak ve özgürlükler sistemiyle geliştirdiğimiz ve halen daha devam eden kuruluşumuzu başarıyla tamamlayacağız. Kesintisiz süren kurtuluş mücadelemizi ise kesin zafere ulaştıracağız.

“TERÖRSÜZ TÜRKİYE”

Terörsüz ve şiddetsiz Türkiye hedefine ulaşacağız. İnanıyoruz ki tam bağımsız milli devlet, Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak antiemperyalist milli devletlerle birlikte gerektiğinde antiemperyalist dünya koalisyonuna öncülük ve liderlik ederek küresel emperyalizme karşı insanlığın hak, adalet, özgürlük ve vicdan savaşını kazanacağız. Savaşsız ve sömürüsüz bir dünya için sonuna kadar mücadele edeceğiz. Yaşasın Cumhuriyet yaşasın tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti devleti. Yaşasın Türkiye.”

patronlardunyasi.com

40 yıldır saklanan 2 kuruş 500 bin dolara satıldı

Ohio’lu üç kız kardeşin miras olarak aldığı madeni para, yaklaşık 40 yıl boyunca kardeşlerinin banka kasasında saklı kalmıştı. Büyüklerinin tavsiyesine uyan kardeşler, nadir madeni para açık artırmaya çıkarma kararı aldı.

Kuruşun satışını gerçekleştiren GreatCollections açık artırma evinin başkanı Ian Russell, kuruşun açık artırma sürecinin sona erdiğini ve beklenenden yüksek bir değerle satıldığını açıkladı.

40 YIL SAKLANAN MİRAS DEĞER KAZANDI

Kardeşlerin bu nadir kuruşu, aslında aileleri tarafından 1978 yılında 18 bin 200 dolara satın alınmıştı. O dönemde bu madeni para, aile için güvenli bir yatırım olarak görülüyordu ve bugün 90 bin dolar değerinde. Kardeşler, bu nadir madeni paranın gelecek nesiller için bir güvence olacağı düşüncesiyle yatırım olarak saklandığını belirttiler.

1975 yılında San Francisco Darphanesi, 2.8 milyon özel set üretmiş ve bu setleri satışa sunmuştu. Ancak koleksiyoncular, yıllar sonra iki kuruşun darphanenin işareti olan “S” sembolünü taşımadığını keşfettiler. Bu madeni paranın ilki ilki 2019 yılında 456 bin dolara satılmıştı.

patronlardunyasi.com

İmamoğlu’ndan 29 Ekim mesajı: ‘Eski dönem aktörlerinden kurtulmanın zamanı geldi’

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Yenikapı’da düzenlenen 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamalarında konuştu.

İmamoğlu’nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

“Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılının ilk bayramını kutluyoruz. Çok özel bir an yaşıyoruz. Bu anı unutmayın, ikinci yüzyılın birinci Cumhuriyet Bayramı’nı İstanbul’da milletimizle beraber kutlamıştık diye gelecekte belki de çocuklarınıza, evlatlarınıza anlatacaksınız. İşte bu ikinci yüzyılın ilk Cumhuriyet Bayramı hepimize kutlu olsun!

Biraz Cumhuriyet’i konuşalım, biraz bugünü biraz yarını konuşalım… 29 Ekim’de Cumhuriyet’i ilan edenlerin çok net bir hedefi vardı; Cumhuriyetimizin kurucusu, bu uğurda ömrünü adamış Mustafa Kemal Atatürk ki ruhu şad olsun, ona minnet duyuyoruz, o büyük lidere teşekkür ediyoruz. İşte Atatürk o hedefi şöyle tanımlıyordu; ‘Toplumda en yüksek özgürlüğün, en yüksek eşitlik ve adaletin sağlanması.’

Bakın ne diyor 100 yıl önce Atatürk, dünya daha bu kelimeleri bilmiyordu; ‘özgürlük, eşitlik ve adalet’ diyor. Cumhuriyet işte bunları en yüksek seviyede ve herkes için sağlamak üzere kuruldu. Cumhuriyet, tarihi derinliği olan muazzam bir tasarımdır. Atatürk’ün mimarı olduğu bu muazzam tasarım milletçe verdiğimiz savaşlar ve mücadeleler sonrası ortak irademizle şekillenmiştir. Milletin iradesiyle şekillenmiştir. Her birimiz gurur duymalıyız, Türkiye’deki Cumhuriyet demokrasiden ayrı düşünülemez. Atatürk onu milletiyle kurdu, dünyanın en organik cumhuriyetidir, Türkiye Cumhuriyet’i.

Cumhuriyet sanıldığı gibi sadece devleti değil, aynı zamanda bizleri aynı devlet içinde özgür irademizle bir arada olmamızı temsil eder. Yani birlikteyiz, devletimiz bu birliğimizin kurumsal çatısını oluştururken milletimiz de ruhunu oluşturur. Cumhuriyet ve demokrasi asla ve asla güçler ayrılığı olmadan ulusal bütünlüğü sağlayamaz. Yaşamanın ve hayatın en önemli unsurudur. Bu yönüyle işte o güçler ayrılığı ne der; yasamanın, yürütmenin ve yargının birbirinden ayrılması demokratik Cumhuriyetimizin en büyük güvencesidir. Bunun da başka bir yolu yoktur.

Hani her güç bir kişinin elinde olabilir mi? Olmaz! Olursa halka bu güzel yansımaz. O bakımdan büyük bir tarihi tecrübenin ve sarsılmaz iradenin sonucu olarak Gazi Mustafa Kemal Atatürk Cumhuriyet’i en baştan böyle tasarladı. İşte bütün bunlarla Türkiye 1923’ten itibaren büyük bir kalkınma ve refah atılımı yaptı.

Millet olarak tarihin çok zor bir döneminde çok önemli işler başardık. Dünya kadın haklarını konuşmazken, Cumhuriyet bu millete Atatürk bu millete kadın haklarını emanet etti. Her alanda koşar adımlarla modernleşen aydınlık bir ülkeye dönüştük. İşte kula kulluk etmeyi bitirdi Atatürk, ‘Millete özgürsün. Fikri hür vicdanı hür nesiller istiyorum’ dedi. Sonra adımlar devam etti. Özgürleşme ve demokrasi adına benzer şekilde 1946’da 50’de hatta 83’te demokrasiyi pekiştirecek önemli adımlar atıldı. Cumhuriyet’in 101’inci yılını idrak ettiğimiz bugün ülkemiz büyük bir sınavdan geçiyor. Ağır bir sınavdan geçiyor.

Demokratik cumhuriyetimiz ne yazık ki kriz içinde. Özellikle bunun nedeni yaklaşık 8 senedir 2016’dan bu yana Türkiye’nin tarihine ve demokrasi tecrübesine asla uymayan tepeden inme bir rejim ile karşı karşıya olmamızdır. Şaibeli bir referandumla Türkiye’ye dayatılan bu sistem ülkemizin o güçlü tarihsel yolculuğunda kötü bir sapma anlamına geliyor. İşte bize dayatılan bu sistem en önemli değerimiz olan güçler ayrılığını kaldırıyor, reddediyor. Parlamentoyu, milletin Meclisini küçümsüyor, milletin iradesini göz ardı ediyor, adalet kurumlarını siyasetin aracına dönüştürüyor. Ve özellikle sevgili gençler bu sizi ilgilendiriyor, Cumhuriyet’in temeli olan liyakat ilkesini kökünden ortadan kaldırıyor. Halbuki benim her genç evladım ‘ben çalışırsam hakkımı alabilmeliyim’ diyebilmeli bu memlekette. Ama bunu ortadan kaldırdılar, geri getireceğiz! Liyakati geri getireceğiz, milletin evlatlarının haklarını geri getireceğiz.

‘HER YERDEN ÇETELER FIŞKIRIYOR’

İşte size ve bize dayatılan bu sistem bir yandan ekonomik olarak ülkemizi yoksullaştırdı. Diğer yandan özgürlüklerimizi sözde güvenlik gerekçeleriyle kısıtladı. Bu devletin ciddiyetini zedeliyor. Devleti kişiselleştiriyor. Hani şahsım diye bir kelime var ya, şahsıma dönüştürüyor. Halbuki devlet şahsım olur mu? Devlet milletin, milletin! Her gün değişen kararlar ve fikirlerle ülkemizi sarsıyorlar, sersemletiyorlar. Türkiye’de herkes devlet ciddiyetine, demokrasiye, özgürlüklere, eşitliğe, bir arada yaşamaya hasret hale getirildi. 86 milyonun gözü önünde devletimizin ne yazık ki köklü kurumları bir bir çürütülüyor.

İktidara en yakın olanlar dahil hiç kimse kendisini güvende hissetmiyor. Hastanelere bile güvenimiz sarsılıyor. Evde, sokakta, işte, okulda, hastanede, mahkemede hiç kimse kendini güvende hissetmiyor. Her yerden çeteler fışkırıyor, Allah aşkına nedir bu çılgınlık! Hadi işinize! Bu memleket sahipsiz değil, göreceksiniz. Bu çürüme topluma sirayet ediyor, eğitimlisinden eğitimsizine fakirinden zenginine herkes etkileniyor. Ama hiç kimse bunu hak etmiyor. Bizim Atamıza borcumuz var. 1923’ten bu yana nice nesiller görevler yaptı. Bazı yıllarda doğanlar, şu anda devletin belli kademelerinde bir kısım süreçleri yöneten insanlar. Artık onların devri bitti, yeterince zarar verdiler. Onun için diyoruz ki artık bu iş yeni neslin işi. Biz de bu dönem görevimizi yerine getirip, alnımız açık başımız dik siz güzel gençlere geleceği hızlıca emanet etmemiz lazım. Size çok güveniyoruz.

İşte Cumhuriyetimizin yeniden buluşması için Atatürk’ün kurduğu değerlere dönerek bu tarihsel sapmaya son verebilmek için yola çıktık. Yola çıkarken sizlere, özellikle de gençlerine güvendik. Bunu hep birlikte başaracağız! Yeni bir tarihi dönemecin eşiğindeyiz. Yeterince zarar verdiler; artık onların devri bitti, eski dönem aktörlerinden kurtulmanın zamanı geldi. Bu zikzaklarla dolu dönemi artık geride bırakmalı, moloz yığınını ortadan kaldırmalıyız.”

patronlardunyasi.com

Vatandaşlar 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda Anıtkabir’e akın etti: 745 bini aşkın kişi ziyaret etti

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla ilginin yoğun olduğu Anıtkabir, bugün ziyarete açıldığı saat 09.00’dan 22.00’ye kadar olan sürede 745 bin 920 kişiyi ağırladı.

Öte yandan, Anıtkabir Komutanlığının resmi internet sitesinde yer alan bilgilere göre, bu yıl ocak ayında 229 bin 426, şubatta 226 bin 403, martta 223 bin 689, nisanda 513 bin 605, mayısta 577 bin 623, haziranda 345 bin 753, temmuzda 388 bin 418, ağustosta 728 bin 761, eylül ayında ise 386 bin 751 kişi Anıtkabir’i ziyaret etti.

patronlardunyasi.com